29 Ocak 2013 Salı

Çocukluk Özlemine..



“Neden,neye,kime bu özlem?”
Dün bir yazını okudum tesadüfen. Önce şaşırdım, bizim ailede potansiyel bir edebiyat parçalama modu vardı elbette ama,seninki bizimkilerin de ötesindeydi sanki. Belki yaşının küçüklüğünden,belki seni hâlâ küçük görmemizden,belki de yine ötesi. Düşündüğümüzden daha derin düşünmenden.
Hissetmediğini düşündüğümüz şeyleri,bu kadar derinde saklayabilmen içinde. Çocukluğunu özlemen. Biz sana çocuk derken,senin kendi içinde büyüttüklerinle,belki de boyundan büyük bir hüzünle,gerçeklikten kurtulmak istemen.
Bir düzen vardı bu evin dağınıklığı içinde. Dağınıklığın içinde bir düzen.Ve bu düzeni sarsan,mutlak bir an vardır herkesin ömründe.
Sen de benim gibi bunu erken yaşadın belki de.
Aslında büyük bir tesadüf. Benimde bir zamanlar bunu yaşadığım zaman diliminde.
Aklında birçok soru olduğunu,düzeni sorguladığını biliyorum aslında. Aklın bir zamanlar çocuktu,her şey çocukluktu. Ama şimdi değişti işte. Şimdi,bu evde,bu düzende,bu dağınıklığın içinde bir şey değişmedi.Senin içinde,senin aklında,senin kendi zaman diliminde çok şey değişti.Biranda hem de.
Boyuna tesadüf diyeceğim belki de bundan sonra sendeki değişimlere. Benzer bakışlarla bakacaksın dünyadaki ve dünyandaki herkese.Neye evet neye hayır,niye evet niye hayır diyeceksin. Yağmura bile,güneşe bile.
Cevaplarını bulamamaktan yorulacaksın. Bu da çocukça bir dram olacak aslında. Cevaplar hep var inan. Ama psikolojin soruları yok etmek uğruna,bilmiyormuş gibi davranacak kendi kendine.Hem de en can sıkıcı şekilde.
Söylediklerimin ne demek olduğunu,çok değil,bir beş yıl sonra anlayacaksın inan. Ve “ohoo diyeceğin beş yıl,dönüp baktığında hiçbir şey olacak belki de.
İsyan gibi görecek çevrendeki herkes hareketlerini. Kaçış demek daha güzel olacak bence. Gitmek isteyeceksin gerçeklerden, insanlarsa gitmene sebep olan şeyleri kalman için sana sunuyormuş gibi davranacak inadına. Üstüne üstüne gelecek hepsi.
Altın bile olsa,kafes olacak işte. Kurtulmak isteyeceksin.Özgürlüğünü isteyeceksin. Aslında özgürlük sadece bu. İsteyebilmen. Saçma geliyor biliyorum, zaten bu yüzden habire başka yollar deneyeceksin. İç dünyanla dış dünyan çatışma içinde olacak her zaman. Mutluluğu verecek tek şeyse,bu iki dünyayı dengede tutmak.
Bütün varlığın değişecek aşık olduğunda. Şimdi olduğunu sanacaksın. Her yeni aşkta,ilki bu olsun diyeceksin. Son buldukça,son olsun bu diyeceksin. En yüksek özgürlük biçimi aşk olacak belki de senin için. Bir nefeste içine çekecek seni başka bir dünya. Sonra başka bir kafes olacak o da sana. Üzgünüm,yine üzüleceksin.
Seçim yapabildikçe,istersem başka türlü hareket edebilirim,ve olacak her şeyin önüne geçebilirim diyeceksin. Oysa yıkılma anı yaklaşıyor olacak.Ve başka türlü davranamayacağını kabul edeceksin. Bile bile seçip,bile bile kabul edeceksin. İçinde bulunduğun düzen devam etmek isteyeceksin belki de. Ama sınanma hiç değişmeyecek. Bazen” dediğin anlar dilinin ucunda bitecek. Bitecek diyorum,çünkü “daha fazla gelecek her şey yüreğine. Söyleyemeyeceksin bile. Düğüm olacak içinde yaşamak. Yüzüne bakmak istemeyeceksin kimsenin. Aynaya bakmak için bile anlam azalacak. Daha kederli şarkılar tutacaksın kendine. Bağırmak isteyeceksin uzaklara bakınca avaz avaz.
Keşke yolu bunlar olsa. Keşke yolu,kendini iyi hissettiğin şeyleri yapmak olsa. Ama değil. Kaçamayacaksın. Çok zor ve çok kısa olacak bütün ayrılıkların.Bütün imtihanların. Gidemeyeceksin. Ayrılıkların gelecek. Sen gidemeyeceksin. Gidenlere bakıp,giden aşkına,giden arkadaşına,giden günlerine,giden umutlarına bakıp, kalacaksın. Kalmaları öğreneceksin başlangıçlar için. Bitişlerle,başlangıçlara geçeceksin. Güzelleştirmeden dayanamazsın karanlık tablolara. Zannettiğin “başlangıçlarla,yıllarca eskiye döneceksin. Eskiyeceksin.
Düzen bozulur ama bir yandan da kendini korur. Direnci kırmaya çalıştıkça,zaaflarını göreceksin. Kibirsiz bir yüreğe,güvene ihtiyaç duyacaksın. Yeni bir düzen arzusu olacak bu aslında. Tutunduğun kelimeler aciz kalacak. Çünkü avucunda kalan her şey bir sembol olduğunu belli edecek sana. Hepsi yüreğinde sakladığın hislerin sembolü. Her yüz,her nesne,her hayal ve her saniye.
Birileri gelecek yine etrafına. Besleyeceksin insanları kendi içinde iyiliklerle. İnsafsız olacak sonunda “en güvendiğin şarkılar bile. Ta yüreğine saplanacak bıçaklar. Elini kolunu tutacak en yakınların. Kasırgaların ortasında karşı koyacak ruhun dünyaya. Tamam diyeceksin.Yeter. Gerçekleri görenlerin karşısında yalvarır gibi bakacaksın. Bilmiyor musunuz,görmüyor musunuz diye. Biliyorlar,görüyorlar,ama anlam veremiyorlar. Anlatamayacaklar. Yetmeyecek hiçbir dil çözümlemeler için. Kendi toprağını ekip,kendi toprağını biçip,kendi toprağının çürümesini izleyeceksin. Ve kendi toprağında hayat bulurken bir şeyler,kendi toprağında yalnız öleceksin.
Yüreğin öfkeden atacak. Korkudan atacak. Aklına başvuracaksın,o yalanlar,inkarlar üretecek senin için. Ama duyguların için aklın bile kâr etmeyecek. Kolay olmayacak hiçbir şey inan. Ama bırak,ne olacaksa olsun. Küseceksin çocuk gibi belki,izler bırakacak yaşananlar hayatında,yüzünde,rüyalarında..Dokunmayı öğreneceksin o izlere,tekrar kanadıklarını  görmeyi,görmemezlikten gelmeyi,sonra yokolmasını gözlemeyi,ve izi geçse bile yerini bilmeyi. Unutmamayı.Hatırlamayı unutamamayı. Ümitlerini,sevgilerini,zamanını yaşlandırmayı öğreneceksin. Hepsi yalan olacak gözünde.Her şey yalan olacak.Kendin bile. Unutmak isteyeceksin. Ama kendin engel olacaksın kendine.
Soru sormayacaksın insanlara.Cevap istemeyeceksin.Kimse anlamayacak olanı biteni.Herkes aynı şeyi yapıyor olacak bir süre sonra.Kendi kararlarınla sürüklendiğini göreceksin. Dur demek zor olacak gittiğin akıntıda. Kemirecek yanlış seçimlerin zihnini. Canın çok yanacak derinden. Bu kadar olmaz.Bu kadarı bidaha olmaz diyeceksin. Dayanıklı bildiğin. Gözükara bildiğin yüreğin aynı yerden acıyacak yine. Geçecek zamanla diyeceksin,ama fayda olmayacak hiçbir şey başını yastığa koyduğunda.
Alışamayacaksın acıya,dünyaya alışsan bile. Tutamayacaksın günleri elinde. Yaralı olacaksın. Duygularını herkes farklı yaşayacak. Cümleleriniz aynı olacak. İnsanların acılarını küçümseyeceksin. İnsanları küçümseyeceksin. Bazılarını kendinle bir göreceksin. Hepsinden bir parça alacaksın hayatına. Oysa onlar parçalarını alacak zamanla.
Aynaya bakacaksın uzun uzun. Kendine bakmaktan kaçtığın o aynayı her yerde bulacaksın. Herkes durgun gelecek sen delirdiğinde. Heyecansız görünecek gözüne. Bedenin karanlıklaştığında da herkes hareket edecek sanki.Seni yıpratmak için müthiş bir işbirliği olacak.  Aynadaki sessizlik çıldırtacak sonra zihnini. İçinde durduramadıkların varken,patlamadan korkacaksın. Tutacaksın hepsini aynı sessizlikle. Aynı sessiz çığlıkla belki de.
Neden duruyor güvendiklerim,neden duruyor annem babam,neden duruyor sevdiğim adam ve neden duruyorum bu saçmalık içinde diyeceksin.
Kırık bir gençlik hikayesi mi olacak benimki de annem babam gibi diyeceksin.
Kendine sorup kendine ağlayacaksın. Başkasının acısını dinlerken bile kendi yarana bakacaksın.
Yarım yaşanacak her şey.O kadar yarım olacak ki başladı bile diyemeyeceksin. “Her şey bitmişken.
Nasıl olduğu önemli olacak göreceksin.Daha fazlasını da isteyeceksin ama, yarım kalmayacak aslında. Yıllandıkça anlayacaksın ki,sonsuza kadar taşıyacaksın her şeyi ruhunda .
Şunu unutma,başka bir yolu da seçsen başka bir öyküyü de yaşasan,acıların hep olacak,aklın hep seçemediğinde kalacak,aklında hep bir “öteki sorusu olacak.
Ama hayatta her şey yüzde ellidir. Bu sabit. Acı hep olacak.
Ama bu umutsuzluk değil. Acını seçmekte özgürsün,tiraji komik hikayen “işte bu” olacak.
Küçüksün kardeşim.
Daha çok küçüksün.
Bu yüzden olacak bütün hataların. Övünmelerin. Kendini özel,önemli zannetmen. Saçmalaman. Yenilmen. Güvensizliğin. Ne kadar az yol almışım meğer diyeceksin. Elinde rengarenk yalanlar,geçici kazançlar. Hepsi bu yüzden.
Korkuların.Gururun.Korunmasızlığın.Endişen.Savunman.İz bırakmak için didinmen.
Ama birgün,büyüyeceksin gerçekten.
Gökyüzüne,hiç fark etmeden feda ettiğin balonların gelecek önüne. Yine izleyeceksin hepsini. Yine gülümseyeceksin.Acınla.Ve içtenlikle. İşte o zaman anlayacaksın hikayeni. Gerçek mi,değil mi diye.

“Beşik gibi sallar hayat bizi
Çeker basar vesikalık resmimizi
Gözlerimiz kimlik belgesi gibi
Kayıt tutar,
Ya buz,ya süt mavisi.
Mükemmel
Teşhisi..”