19 Haziran 2010 Cumartesi

kendime.

Tam karşımda..Ayaklarımın dibinde..Dışarının aksine içimde sürüp giden yaşamı koruyan,gizemini saklayan,güneşin bir süre sonra ısıtmaya başladığı..

Bir zamanlar kendimi,kendi düşüncelerimden kıskanarak baktığım , bana kayıtsızca sorular sorup cesaretimi kırmak yerine kendimi daha da güçlü hissetmeme neden olan..Cevaplarını da martılarla yollayıp, boğazımı düğümleyip,binlerce milyonlarca iğnenin beynime battığını hissettiren..Dalgalar onunla hesaplaşma zorunluluğumu anlatan bir gücün dışavurumu sanki.. Kısa bir süre sonra bir kez daha çığrından çıkmak üzere taşırdıklarımı yeniden,ve yeniden geriye,kendi içime çekip eriteceğimi gösteriyor hepsi..
Duraksamadan,zorlamadan,sınırlamadan alıyor benliğimi..

İçinde sivri kayalar yükseliyor bazı kıyılarında..Ruhumdaki kasılmaları en iyi bilen o kayalar aslında..Her şey sessizce oluyor onlar varken..Her zamanki gibi..Aynı biçimde,aynı zamanda..Rastlantıların ve öngörülemeyenlerin yeterince kurbanı olmuşken..Ve kendi eylemlerimin sorumluluğunu üstlenirken..
Burada kalmak istiyorum..Daha ileri gitmeden..
Gitsem de fark eden bir şey olmayacak biliyorum..Çünkü yalnız kalmak onun için bir dram olmayacak,benim için olmayacağı gibi..Zaten yalnızlık ,tüketse de ürkütmüyor beni..Güneş şimdi bulutların ardında donuk ve yusyuvarlak bir leke gibi.
...Şimdiki zamanla harmanlanmış geçmiş zaman kokusunu içime çektim..İçimde; çok derinlerdeki benin,beni çevreleyen hayata çarpa çarpa çıkmasına izin veriyorum..Başkalarına hayır,kendime evet demeyi öğreniyorum..Öğreniyorum..Bir hayal gücü madeniyiz..Açıldım,ruhumu sarmalayan o yoğun sisi delen küçük ışık kaynağını araladım..Kendime sıkıca tutunuyor,kendime sarılıyorum..

Mavi bir yastık gibi karşımda işte..
Denize kavuşuyorum..

2-

Duyarlılığımı yalnızca sözlere indirgemiştim.Ama sıfıra değil.. Yarım cümleler,birkaç kez altı çizilmiş heceler ve üstü karalanmış harfler..Gerekli mi ? Hangi yanım yanıldı?Öfkeler bana dahil olmak için çok yol katediyor olmalı.. Yönlendirmeler bana göre tehlike..Söylemek istediğim;hislerimi saçlarından tutup sürükleyene kadar her şey beni hazırlıyor..ama bunu ben olmadan yapabilir de.. Ele geçirilecek yalnızca benliğim..Uzun süredir bunu irdemelemedim.. Herneyse, Kuşatma altındayken uzanan elleri kaygı ile sıkıyorum ve galiba;o ellerde hayali ihalelerin kapısını çalıyorum.. Şimdilik ayak parmaklarım üzerinde kalkıyorum..Topuk istemiyorum..

1

Benim kaderim;beni kendi şehvetimin o ince sisi içerisindeyken,ıssız bir
kederin en derinine gömen bir başarısızlık..Bu yüzden ben , fark etmeden de
kanayan iç yaram,sıkıca sarıldığında mı,nazikçe yıkayarak temizlendiğinde mi
iyileşebilecek ,önceden kestirmekte çok zorlanıyorum..
Duyduğum;bedenimdeki hücrelerin geride bıraktıkları için kopardığı
feryadı..Durdurmaya yönelik her girişim,fikirleri shiplenebilmek kadar zarar
verir oldu..Sonunda tüm koruma hatlarını indirmeme nedense,boşverip bırakmak
bunları..
Her gece;
Yeniden hissetmeye başladığımda,iblislerle karşılaşmayı seçmekten başka
yapacak bir şey kalmıyor..Öldürmüyorlar ama tuhaflaştırıyorlar.. Hayatların
söndürülmüş anları çoğaldı..Parçalandım,yollarda yalnızlığın pusuları..
Dilerim;içimdeki acıyı hissizleştirmenin bir yolunu bulurum..Gölgeme
itilmekten korkuyorum..Gerisi,gümüş bir dumanla kaplı..Ateşe yakın
duruyorum..Nefesleri nezaketen alıyorum..

15 Haziran 2010 Salı

Bir dilek tut!

Umarım hepiniz cehennemin dibine gidersiniz. Hepinizin Saks'ın üçüncü katındaki butik gibi bir odası olur ama,içindeki hiçbir şeyin ölçüsü size uymaz.Göğüsleriniz sarkar,saçınız biçimsizleşir. Hepinizin önünde bir daktilo olur.Müzmin gırtlak iltihabınız olur da,konuşamaz,sadece daktilo yazarsınız.Umarım,dakikada altmış kelime yazmadan size bir b.k vermezler,diktafon kullanır,steno yazarsınız -hızlı yazmanız yeterli sayılmaz. Yemeğinizi,siyah elbiseli,lavicert ceketli üniversite mezunları getirir.Onların yüzüne bakmak,gülümseyip teşekkür etmek zorunda kalırsınız.Dilerim nefesiniz kokar.
Ve son bir şey -umarım hepinizin burnu tekrar eski haline döner.