“Neden,neye,kime bu özlem?”
Dün bir yazını okudum tesadüfen. Önce şaşırdım, bizim ailede
potansiyel bir edebiyat parçalama modu vardı elbette ama,seninki bizimkilerin
de ötesindeydi sanki. Belki yaşının küçüklüğünden,belki seni hâlâ küçük
görmemizden,belki de yine ötesi. Düşündüğümüzden daha derin düşünmenden.
Hissetmediğini düşündüğümüz şeyleri,bu kadar derinde
saklayabilmen içinde. Çocukluğunu özlemen. Biz sana çocuk derken,senin kendi
içinde büyüttüklerinle,belki de boyundan büyük bir hüzünle,gerçeklikten
kurtulmak istemen.
Bir düzen vardı bu evin dağınıklığı içinde. Dağınıklığın
içinde bir düzen.Ve bu düzeni sarsan,mutlak bir an vardır herkesin ömründe.
Sen de benim gibi bunu erken yaşadın belki de.
Aslında büyük bir tesadüf. Benimde bir zamanlar bunu
yaşadığım zaman diliminde.
Aklında birçok soru olduğunu,düzeni sorguladığını biliyorum
aslında. Aklın bir zamanlar çocuktu,her şey çocukluktu. Ama şimdi değişti işte.
Şimdi,bu evde,bu düzende,bu dağınıklığın içinde bir şey değişmedi.Senin
içinde,senin aklında,senin kendi zaman diliminde çok şey değişti.Biranda hem
de.
Boyuna tesadüf diyeceğim belki de bundan sonra sendeki
değişimlere. Benzer bakışlarla bakacaksın dünyadaki ve dünyandaki herkese.Neye
evet neye hayır,niye evet niye hayır diyeceksin. Yağmura bile,güneşe bile.
Cevaplarını bulamamaktan yorulacaksın. Bu da çocukça bir
dram olacak aslında. Cevaplar hep var inan. Ama psikolojin soruları yok etmek
uğruna,bilmiyormuş gibi davranacak kendi kendine.Hem de en can sıkıcı şekilde.
Söylediklerimin ne demek olduğunu,çok değil,bir beş yıl
sonra anlayacaksın inan. Ve “ohoo diyeceğin beş yıl,dönüp baktığında hiçbir şey
olacak belki de.
İsyan gibi görecek çevrendeki herkes hareketlerini. Kaçış
demek daha güzel olacak bence. Gitmek isteyeceksin gerçeklerden, insanlarsa
gitmene sebep olan şeyleri kalman için sana sunuyormuş gibi davranacak inadına.
Üstüne üstüne gelecek hepsi.
Altın bile olsa,kafes olacak işte. Kurtulmak
isteyeceksin.Özgürlüğünü isteyeceksin. Aslında özgürlük sadece bu.
İsteyebilmen. Saçma geliyor biliyorum, zaten bu yüzden habire başka yollar
deneyeceksin. İç dünyanla dış dünyan çatışma içinde olacak her zaman. Mutluluğu
verecek tek şeyse,bu iki dünyayı dengede tutmak.
Bütün varlığın değişecek aşık olduğunda. Şimdi olduğunu
sanacaksın. Her yeni aşkta,ilki bu olsun diyeceksin. Son buldukça,son olsun bu
diyeceksin. En yüksek özgürlük biçimi aşk olacak belki de senin için. Bir
nefeste içine çekecek seni başka bir dünya. Sonra başka bir kafes olacak o da
sana. Üzgünüm,yine üzüleceksin.
Seçim yapabildikçe,istersem başka türlü hareket
edebilirim,ve olacak her şeyin önüne geçebilirim diyeceksin. Oysa yıkılma anı
yaklaşıyor olacak.Ve başka türlü davranamayacağını kabul edeceksin. Bile bile
seçip,bile bile kabul edeceksin. İçinde bulunduğun düzen devam etmek
isteyeceksin belki de. Ama sınanma hiç değişmeyecek. Bazen” dediğin anlar
dilinin ucunda bitecek. Bitecek diyorum,çünkü “daha fazla gelecek her şey
yüreğine. Söyleyemeyeceksin bile. Düğüm olacak içinde yaşamak. Yüzüne bakmak
istemeyeceksin kimsenin. Aynaya bakmak için bile anlam azalacak. Daha kederli
şarkılar tutacaksın kendine. Bağırmak isteyeceksin uzaklara bakınca avaz avaz.
Keşke yolu bunlar olsa. Keşke yolu,kendini iyi hissettiğin
şeyleri yapmak olsa. Ama değil. Kaçamayacaksın. Çok zor ve çok kısa olacak
bütün ayrılıkların.Bütün imtihanların. Gidemeyeceksin. Ayrılıkların gelecek.
Sen gidemeyeceksin. Gidenlere bakıp,giden aşkına,giden arkadaşına,giden
günlerine,giden umutlarına bakıp, kalacaksın. Kalmaları öğreneceksin
başlangıçlar için. Bitişlerle,başlangıçlara geçeceksin. Güzelleştirmeden
dayanamazsın karanlık tablolara. Zannettiğin “başlangıçlarla,yıllarca eskiye
döneceksin. Eskiyeceksin.
Düzen bozulur ama bir yandan da kendini korur. Direnci
kırmaya çalıştıkça,zaaflarını göreceksin. Kibirsiz bir yüreğe,güvene ihtiyaç
duyacaksın. Yeni bir düzen arzusu olacak bu aslında. Tutunduğun kelimeler aciz
kalacak. Çünkü avucunda kalan her şey bir sembol olduğunu belli edecek sana.
Hepsi yüreğinde sakladığın hislerin sembolü. Her yüz,her nesne,her hayal ve her
saniye.
Birileri gelecek yine etrafına. Besleyeceksin insanları
kendi içinde iyiliklerle. İnsafsız olacak sonunda “en güvendiğin şarkılar bile.
Ta yüreğine saplanacak bıçaklar. Elini kolunu tutacak en yakınların.
Kasırgaların ortasında karşı koyacak ruhun dünyaya. Tamam diyeceksin.Yeter.
Gerçekleri görenlerin karşısında yalvarır gibi bakacaksın. Bilmiyor
musunuz,görmüyor musunuz diye. Biliyorlar,görüyorlar,ama anlam veremiyorlar.
Anlatamayacaklar. Yetmeyecek hiçbir dil çözümlemeler için. Kendi toprağını
ekip,kendi toprağını biçip,kendi toprağının çürümesini izleyeceksin. Ve kendi
toprağında hayat bulurken bir şeyler,kendi toprağında yalnız öleceksin.
Yüreğin öfkeden atacak. Korkudan atacak. Aklına
başvuracaksın,o yalanlar,inkarlar üretecek senin için. Ama duyguların için
aklın bile kâr etmeyecek. Kolay olmayacak hiçbir şey inan. Ama bırak,ne
olacaksa olsun. Küseceksin çocuk gibi belki,izler bırakacak yaşananlar
hayatında,yüzünde,rüyalarında..Dokunmayı öğreneceksin o izlere,tekrar
kanadıklarını görmeyi,görmemezlikten
gelmeyi,sonra yokolmasını gözlemeyi,ve izi geçse bile yerini bilmeyi. Unutmamayı.Hatırlamayı
unutamamayı. Ümitlerini,sevgilerini,zamanını yaşlandırmayı öğreneceksin. Hepsi
yalan olacak gözünde.Her şey yalan olacak.Kendin bile. Unutmak isteyeceksin.
Ama kendin engel olacaksın kendine.
Soru sormayacaksın insanlara.Cevap istemeyeceksin.Kimse
anlamayacak olanı biteni.Herkes aynı şeyi yapıyor olacak bir süre sonra.Kendi
kararlarınla sürüklendiğini göreceksin. Dur demek zor olacak gittiğin akıntıda.
Kemirecek yanlış seçimlerin zihnini. Canın çok yanacak derinden. Bu kadar
olmaz.Bu kadarı bidaha olmaz diyeceksin. Dayanıklı bildiğin. Gözükara bildiğin
yüreğin aynı yerden acıyacak yine. Geçecek zamanla diyeceksin,ama fayda
olmayacak hiçbir şey başını yastığa koyduğunda.
Alışamayacaksın acıya,dünyaya alışsan bile. Tutamayacaksın
günleri elinde. Yaralı olacaksın. Duygularını herkes farklı yaşayacak.
Cümleleriniz aynı olacak. İnsanların acılarını küçümseyeceksin. İnsanları
küçümseyeceksin. Bazılarını kendinle bir göreceksin. Hepsinden bir parça
alacaksın hayatına. Oysa onlar parçalarını alacak zamanla.
Aynaya bakacaksın uzun uzun. Kendine bakmaktan kaçtığın o
aynayı her yerde bulacaksın. Herkes durgun gelecek sen delirdiğinde. Heyecansız
görünecek gözüne. Bedenin karanlıklaştığında da herkes hareket edecek
sanki.Seni yıpratmak için müthiş bir işbirliği olacak. Aynadaki sessizlik çıldırtacak sonra zihnini.
İçinde durduramadıkların varken,patlamadan korkacaksın. Tutacaksın hepsini aynı
sessizlikle. Aynı sessiz çığlıkla belki de.
Neden duruyor güvendiklerim,neden duruyor annem babam,neden
duruyor sevdiğim adam ve neden duruyorum bu saçmalık içinde diyeceksin.
Kırık bir gençlik hikayesi mi olacak benimki de annem babam
gibi diyeceksin.
Kendine sorup kendine ağlayacaksın. Başkasının acısını
dinlerken bile kendi yarana bakacaksın.
Yarım yaşanacak her şey.O kadar yarım olacak ki başladı bile
diyemeyeceksin. “Her şey bitmişken.
Nasıl olduğu önemli olacak göreceksin.Daha fazlasını da
isteyeceksin ama, yarım kalmayacak aslında. Yıllandıkça anlayacaksın ki,sonsuza
kadar taşıyacaksın her şeyi ruhunda .
Şunu unutma,başka bir yolu da seçsen başka bir öyküyü de
yaşasan,acıların hep olacak,aklın hep seçemediğinde kalacak,aklında hep bir
“öteki sorusu olacak.
Ama hayatta her şey yüzde ellidir. Bu sabit. Acı hep olacak.
Ama bu umutsuzluk değil. Acını seçmekte özgürsün,tiraji
komik hikayen “işte bu” olacak.
Küçüksün kardeşim.
Daha çok küçüksün.
Bu yüzden olacak bütün hataların. Övünmelerin. Kendini
özel,önemli zannetmen. Saçmalaman. Yenilmen. Güvensizliğin. Ne kadar az yol
almışım meğer diyeceksin. Elinde rengarenk yalanlar,geçici kazançlar. Hepsi bu
yüzden.
Korkuların.Gururun.Korunmasızlığın.Endişen.Savunman.İz
bırakmak için didinmen.
Ama birgün,büyüyeceksin gerçekten.
Gökyüzüne,hiç fark etmeden feda ettiğin balonların gelecek
önüne. Yine izleyeceksin hepsini. Yine gülümseyeceksin.Acınla.Ve içtenlikle. İşte
o zaman anlayacaksın hikayeni. Gerçek mi,değil mi diye.
“Beşik gibi sallar hayat bizi
Çeker basar vesikalık resmimizi
Gözlerimiz kimlik belgesi gibi
Kayıt tutar,
Ya buz,ya süt mavisi.
Mükemmel
Teşhisi..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder