10 Şubat 2012 Cuma

Her neyse işte.

Hiçbir şey yok aslında.



Yalnızca başımda yine o sancılı bulut. Birileri yürümeye devam ediyor.Gidiyor,koşuyor,düşüyor,dönüyor,bazıları hiç dönmüyor,bazıları ağlıyor. Birileri ağladıkça görüntüleri belirginleşiyor.Genelde kadınlar ağlıyor. Güzel bakanlar daha çok ağlıyor.Sonra gözler kesik kesik oluyor. Hayat kesik kesik akıyor.Yutkunmak istediği şarap oluyor insanın.Durulmak istiyor insan yağmurla. Rüzgara bile aldırmadan hızla kalkayım diyor içinden,üzerimden binlerce ton yükü atacakmış gibi. Hiç tanımadığım biri de uzaktan görsün,neşeli diye sevsin beni.



Bugünler yine karışık. Devamı hep karışık. Yine ikilemlerdeyim gibi geliyor ama pek de öyle değil. Aklıma yalnızlığa çekip gitmek geliyor ama günüm zaten kalabalık değil..



Sorunlu bir kadının kendisiyle uğraşması hiç kolay değil.



Bir şeylerin iyi olmasını umut etmek de yeterli değil. İyi olan tek şey denizin üzerine serilmiş tütünlü şarkılar işte. Bir de rüzgar. Saçlarımla oynamaktan vazgeçmeyen,tenim soğuk da olsa üşümeden sokuluveren rüzgar. Bir de gökyüzünden beklenenler var. Odamda yine şarap kokusu var..



Tam gülümsemeye kalkışacakken,ayağım takılır gibi durduran,susturan,o his hep var.



Hırçınlaştırıyor bu biraz beni. Bazen daha da derinleştiriyor. Bir belanın üzerime uğrayacağı varsa,o bile bekliyor.



Uzun,güneşsiz ve buz gibi iç çekişler oluyor ardı sıra. Elimi diğeri bile ısıtamıyor.



Gömülü bir çocuk sessizliğiyle şişiriyor başımı yine. O çocuk yeniden doğmak istiyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder